Bekçi

الحرس | الخزنة

Müellif: Naif Yaşar
Yayınlanma Tarihi: 08.02.2022            

EL-ḤARAS | ُالحَرَس

el-Ḥarasu الحرس “korumak” anlamındaki ḥ-r-s حَرَسَ kökünden türeyen bir isimdir. الحَرَسُ ve الحُرَّاسُ  el-ḥārisu الحَارِسُ kelimesinin çoğulu olup “bir mekânın bekçisi, koruyucusu ve muhafızı” anlamına gelmektedir. Bu kelime koruma eyleminin genellikle gece vaktinde gerçekleştiğini anlatır (İbn Fāris, Mu‘cem, 2/38; İbn Sīde, el-Muḥkem, 3/182; ʾIṣfehānī, el-Mufredāt, 113; el-Fīrūzābādī, Beṣāʾir, 2/449).

Kur’an’da çoğul olarak bir yerde “bekçiler/muhafızlar” (el-Cinn 72/8) anlamında kullanılmıştır. Bu ayet meleklerin kendi aralarındaki konuşmalarını dinlemeye çalışan cinleri engelleyen bazı meleklerin “güçlü bir muhafız” olarak görevlendirildiğini açıklamaktadır (Ṭaberī, Cāmiʿu’l-Beyān, 23/327; Rāzī, Mefātīḥu’l-Ġayb, 30/157).

EL-ḪAZENE | الخَزَنَةُ

el-Ḫazenetu الخزنة “bir şeyi korumak” anlamına gelen ḫ-z-n خَزَنَ kökünden türeyen bir isimdir. Bu kelime sırrı saklamak ve parayı muhafaza etmek gibi soyut ve somut her türlü koruma eylemini kapsar. الخِزَانَةُ hem bir şeyin korunduğu mekânı/mahzeni hem de bekçinin gerçekleştirdiği koruma eylemini ifade eder. الخازن ise “bekçi/muhafız/koruyucu” anlamına gelmektedir (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 1/406; Ezherī, Tehzību’l-Luġa, 7/208; İbn Fāris, Mu‘cem, 2/178; İbn Sīde, el-Muḥkem, 5/99; ʾIṣfehānī, el-Mufredāt, 146-147).

Kur’an’da bu kökün türevleri 13 defa geçmektedir, iki farklı manada kullanılmıştır: 1. Hazine. Ḫazīne kelimesinin çoğulu olan ḫazâin daha çok Allah’ın rahmetinin hazineleri ile gök ve yer arasında yarattığı “maddî ve manevî lütuflar” anlamındadır (el-Enʿām 6/5; el-İsrā 17/100; Sād 38/9; el-Ḥicr 15/21; el-Münāfiḳūn 63/7; Rāzī, Mefātīḥu’l-Ġayb, 30/157, 19/177-179, 30/17). 2. Bekçi. Ḥāzinīn suyu depolayan insan (el-Ḥicr 15/22), ḫazene ise cennet ve cehennem bekçileri olan melekler (ez-Zümer 39/71) anlatmaktadır.

KARŞILAŞTIRMA

el-Ḥaras ve el-ḫazene kelimeleri korumak bakımından yakın anlamda olsa da bazı açılardan birbirinden farklılık arz etmektedir. الحِرَاسَةُ  koruma eyleminin sürekliliğini, herhangi bir musibet gelmeden önce ilgili musibeti devamlı ve tamamen önlemeyi ifade eder. Kur’ân’da (el-Cinn 72/8) semanın cinlere karşı korunmasından bahsedilirken ḥarese kelimesinin kullanılması bu korumanın sürekliliğini anlatmak için olabilir. Bekçinin süreklilik ifade eden bir isimle الحَارِسُ  şeklinde isimlendirilmesi ya koruma eyleminin tüm gece devam etmesinden ya da bu işin bekçinin mesleği olmasından dolayıdır (ʿAskerī, el-Furūḳu’l-Luġaviyye, 205). Ḫazene fiilinin temel anlamı ise “maddi veya manevi bir şeyi, sınırları belli bir mekân ve bağlamda korumaktır. Korunan şey mahzende bir mal olabileceği gibi bu şey kalpte bir ilim de olabilir (Muṣṭafavī, et-Taḥḳīḳ, 3/54).

Ḥarese somut bir şeyi, bilhassa bir mekânı özellikle gece vaktinde korumayı ifade ederken, ḫazene somut veya soyut olmasına bakılmaksızın herhangi bir şeyi sınırları belli ve özellikle kapalı bir mekânda korumayı ifade eder. Diğer taraftan ḥarese köküne bağlı gerçekleşen koruma eyleminde süreklilik anlamı varken ḫazene kökünde böyle bir anlam yoktur.