Adet - Gidişat

الدَّأْبٌ | السُّنَّةٌ

Müellif: Sıddık Baysal
Yayınlanma Tarihi: 06.10.2022            

ED-DEʾBÜ | اَلدَّأْبُ 

Sözlükte ed-deʾ اَلدَّأْبُ “âdet ve durum” manasında olup  “bir şeyi devamlı  yapmak ve bir şeyde kararlı olmak” anlamındaki  دَأَبَ fiilinden gelir. Nitekim birisinin sürekli dolaştığı دَأَبَ في السَّيْرِ دَأْباً ve işinde ciddi olup hassas davrandığı دَأَبَ الرَّجُلُ في عَمَلهِ ifadesi ile anlatılır. “Âdet” manasında kullanılması bir amelin ve davranışın çokça yapılmasıyla ilişkilendirilmiştir (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 2/3; İbn Fāris, Muʿcem, 2/321; ʾIṣfehānī, el-Mufredāt, 174; İbn ʿĀşūr, et-Taḥrīr, 3/174).

Kur’an’da altı yerde geçmektedir. Bu yerlerde şu manalardadır: 1. (Ay ve Güneş’in) sürekli hareket etmesi (İbrāhīm 14/33). 2. Geçmişteki inkârcı kavimlerin devam ede gelen ve peygamberleri inkâr etmeleri, yalanlama ve inatçılıktaki değişmez tutumları/âdetleri (Ālu ʿİmrān 3/11; Müʾmin 40/31) (Māturīdī, Teʾvīlāt, 2/251).

ES-SÜNNE | اَلسُّنَّةُ 

Sözlükte es-sünne اَلسُّنَّةُ “bir şeyin kolaylıkla ve sürekli bir şekilde akması” anlamındaki s-n-n سَنَّ kökünden türemiş bir isimdir. Birisi suyla yüzünü yıkadığında سَنَنْتُ المَاءَ عَلىَ وَجْهِي der. Yüzü uzunca olan kimse için kullanılan رَجُلٌ مَسْنُونُ الْوَجْهِ ifadesi bu anlamdan türemiştir. المِسَنُّ kendisi ile bıçağın bilendiği taş, السَنُّ ise “kapları sırlamak veya bina duvarlarını sıvamak için toprağı suyla karıştırıp hamule haline getirmek ve bu hamuleden çini ve sıva malzemeleri üretmek” manasındadır. “Tavır, davranış biçimi, hayat hikayesi” anlamındaki es-sünne sözcüğü buradan gelir. Ancak gerek yol gerekse sûret, bu sözcüğün mecazî manalarıdır. سَنَّ فُلَانٌ طَرِيقًا مِنَ الْخَيْرِ ve هُوَ يَسْتَنُّ الطَّرِيقَ سَنّاً وَسُنَنًا deyimlerinde de görüldüğü üzere es-sünne kelimesinden maksat, yola teşbihle âdet, üslup, huy, mizaç, kanun, şeriat ve yaklaşımdır (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 7/196-197; Ezherī, Tehzību’l-Luġa, 12/298-304; Ṣāḥib b. ʿAbbād, el-Muḥīṭ, 8/248; İbn Fāris, Muʿcem, 3/60-61; el-Cevherī, eṣ-Ṣıḥāḥ, 5/2138;  Zemaḫşerī, Esāsu’l-Belāġa 1/478; Tehānevī, Keşşāfu Iṣṭılāḥāti’l-Funūn, 1/1039).

Kur’an’da bu kökten türeyen kelimeler 21 yerde geçmektedir. Bu yerlerde şu anlamlardadır: 1. Diş (el-Enʿām 6/2). 2. Uygulama, yasa (el-Aʿrāf 7/54). 3. (Toprağın) kurumuş hâli (el-Ḥicr 15/26). 

KARŞILAŞTIRMA

ed-Deʾbü ve es-sünne “âdet, gidişat, durum” manası bakımından yakın anlamlı olsa da bu kelimelerin arasında bazı farklar vardır. ed-Deʾbü, bir işe ciddiyet ve kararlılıkla devam etmektir. es-Sünne, öncesi bulunan bir örneğe dayanarak bir davranışı değiştirmeksizin devamlı yapmaktır. es-Sünne bir nitelik, davranış ve sözdeki sürekliliktir. Kur’ân’daki bağlamları dikkate alındığında ed-deʾbü, iradî eylemlerle ilgili kullanıldığı yerlerde sadece eski kavimlerin devam ede gelen değişmez kötü tutumlarını ifade ederken, es-sünne daha umumî bir kullanıma sahiptir. Nitekim hem ed-deʾbü kelimesinin bu anlamını hem de Allah Teala’nın toplumların helak edilmesi ile ilgili yasalarını ifade etmektedir. Bunun yanı sıra ed-deʾbü özellikle Güneş ve Ay bağlamında Allah Teala’nın tabiattaki değişmez kuralına işaret etmesi bakımından es-sünneden ayrılır. es-Sünne, Kur’an’da Allah’a izafetle kullanılırken ed-deʾbü sadece geçmiş bazı kavimlere izafe edilmiştir (ʿAskerī, el-Furūḳu’l-Luġaviyye, 1/226; (el-Kebīsī, Mevsūʿa, 4/591, 6/275; Muṣṭafavī, et-Taḥḳīḳ, 3/188-189, 5/288).