Başladı

بَدَأَ | طَفِقَ

Müellif: İbrahim Mansur
Yayınlanma Tarihi: 28.01.2023            

BEDEʾE | بَدَأَ

Sözlükte bedeʾe بَدَأَ “bir şeye başlamak” anlamına gelir. Allah’ın isimlerinden biri olan المُبدِئُ “eşyayı varlığa getiren, kendinden önce yapılmamış olanı yapan” demektir. Nitekim بَدَأَ الخَلقَ ve أَبْدَأَ الخلقَ cümlelerinde bu mana vardır. Buna göre بَدَأَ ve أَبدَأَ aynı anlamdadır. اَلْخَيْلُ مُبَدَّأَةٌ يَوْمَ الْوِرْدِ hadisi de “Hayvanlara su verildiğinde ilk olarak atla başlanılır.” manasındadır. بَادِئَ ذِي بَدْءٍ sözü, “her şeyin başında, her şeyden önce” anlamına gelen bir zarftır. بَدْأَةٌ yolculuğun başlangıcı; بُدْءٌ ise kesilen hayvanda en iyi etin bulunduğu kemik parçasıdır. Bu kelimenin aslı hemzesiz olup hemzenin sonradan eklenmesi muhtemeldir. Kemiklerin bu şekilde isimlendirilmesi öne çıkması ve açıkta olmasından ileri gelir. بَدَأَ مِنْ أَرْضٍ إِلَى أَرْضٍ أُخْرَى ifadesi “Bir yerden başka bir yere gitmek için yola çıktı.” demektir. Dişleri yeni çıkan çocuk için أَبْدَأَ الصَّبِيُّ; daha önce anlatılmış bir hikâyeyi en baştan anlatmayı ifade etmek için de !هَاتِهَا مِن ذِي تَبَدَّأَت şeklinde söylenir. Tuhaf şeye أَمْرٌ بَدِيءٌ; bir topluluğun efendisine de بَدْؤُ بَنِي فُلَانٍ denir. Bu şekilde söylenmesi kelime kökünde bulunan “daha önce yapılmamış olanı yapmak”, “başlamak” ve “öne çıkmak” anlamlarıyla ilişkilidir (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 1/119; İbn Düreyd, Cemheretü’l-Luġa, 3/1257; Ezherī, Tehzību’l-Luġa, 14/202-205; İbn Sîde, el-Muḥkem, 9/384; Zemaḫşerī, Esāsu’l-Belāġa, 1/49).

Kur’an’da türevleriyle beraber 15 yerde geçmektedir. Bu yerlerde şu anlamlardadır: 1. Bir şeyi ilk kez, örneksiz yapmak (Yūnus 10/4, 34; el-‘Ankebūt 29/19). 2. Bir eyleme başlamak (Yūsuf 12/76) (Ṭaberī, Cāmiʿu’l-Beyān, 13/259; Vāḥidī, et-Tefsīru’l-Basīṭ, 12/187; Beġavī, Meʿālimu’t-Tenzīl, 4/121, 132; İbn ʿĀşūr, et-Taḥrīr, 11/90).

ṬAFİḲA | طَفِقَ

Sözlükte ṭafiḳa طَفِقَ “bir şeyi yapmaya başlamak” demektir ve şüruʿ fiillerinden sayılır. طَفِقَ فُلَانٌ بِمَا أَرَادَ “Bir kişi istediğini elde etti.”; طَفِقَ يَفعَلُ كَذَا ise “Bir şeyi yapmaya başladı.” anlamındadır. Bu fiil yalnızca olumlu cümlelerde kullanılmakta olup مَا طَفِقَ ifadesinin karşılığı yoktur (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 3/53; İbn Fāris, Mucmelu’l-Luġa, 1/583; el-Cevherī, eṣ-Ṣıḥāḥ, 4/1517; İbn Sîde, el-Muḥkem, 6/288; Vāḥidī, et-Tefsīru’l-Basīṭ, 9/69; Beġavī, Meʿālimu’t-Tenzīl, 7/89).

Kur’an’da üç yerde geçmektedir. Bu yerlerde efʿâl-i şürûʿdan olup “başlamak” anlamındadır. el-Aʿrāf 7/22, Tā-Hā 20/121. ayetlerinde Hz. Âdem ve eşinin yasak ağaçtan yedikten sonra açılan avret yerlerini hemen kapatmalarını anlatan bir bağlamda geçmektedir. Sād 38/33’te ise Hz. Süleyman’ın kendisine getirilen atların boyunlarını ve ayaklarını sıvazlamaya başlaması anlatılır (Beġavī, Meʿālimu’t-Tenzīl, 3/220; Zemaḫşerī, el-Keşşāf, 4/116, 5/267; Ebu’s-Suʿūd, İrşād, 2/334; İbn ʿĀşūr, et-Taḥrīr, 23/257).

KARŞILAŞTIRMA

Bedeʾe ve ṭafiḳa “başlamak” manası bakımından yakın anlamlı olmakla beraber bu kelimelerin arasında bazı farklar vardır. Bedeʾe, “başlamak ve ortaya çıkmak” demektir. Bu kelimede “ilk olarak başlamak/yapmak” asıldır. Ṭafiḳa ise bir işi, fiilî olarak başlatmaya yaklaşmakla ilişkilidir. Ṭafiḳanın bir farkı da olumsuz yapılarda kullanılmamasıdır (İbn Dureyd, Cemheratu’l-Luġa, 2/919; İbn Fāris, Muʿcem, 3/413; Fīrūzābādī, Beṣāʾir, 3/509; Semīn el-Ḥalebī, ʿUmdetu’l-Ḥuffāz, 2/263; Tehānevī, Keşşāfu Iṣṭılāḥāti’l-Funūn, 1/237; Muṣṭafavī, et-Taḥḳīḳ, 7/106).