Güldü

تَبَسَّم | ضَحِك

Müellif: Şuayip Karataş
Yayınlanma Tarihi: 07.03.2022            

TEBESSEME | تَبَسَّم

Sözlükte tebesseme تَبَسَّمَ kök itibariyle “gülümsemek, tebessüm etmek, sevinçli görünmek ve yanındaki kişinin duymayacağı şekilde gülmek” manalarına gelmektedir. Gülümseyen erkeğe بَسَّامٌ , kadına ise بَسَّامَةٌ denir (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 1/140; İbn Dureyd, Cemheratu’l-Luġa, 1/341; Ezherī, Tehzību’l-Luġa, 13/23; Curcānī, Taʿrīfāt, 52).

Kur’an’da sadece bir defa geçmektedir. Bu yerde Hz. Süleyman’ın, karıncanın sözlerine karşılık gülümsediği haber verilmiştir (en-Neml 27/19).

ḌAḤIKE | ضَحِك

Sözlükte ḍ-ḥ-k ضَحِكَ  kök anlamı olarak yaşanılan bir sevinçten dolayı ağzın açılmasını ve bu esnada dişlerin ortaya çıkmasını anlatmaktadır. Gülme esnasında görülen ön dişlere ضَاحِكَةٌ  denilmektedir. Mutluluk ve sevinç anlamlarının yanı sıra istiâre yoluyla bir kişiyle alay etme anlamında da kullanılmaktadır. Bu bakımdan ضَحِكْتُ مِنْهُ  “Onunla alay ettim.”, رَجُلٌ ضُحَكَةٌ  “insanlarla alay eden adam”, ضُحْكَةٌ  ise “kendisiyle alay edilen kimse” manalarına gelmektedir. Yeryüzünde bitkilerin bitmesi, çiçeklerin açması ضَحِكَتْ الأَرْضُ; bayanların hayız olmaları yine aynı kelimeyle ضَحِكَتْ المَرْأَةُ; şimşeğin çakması, dere, gölet, dağda parlayan beyaz taş, belirsiz olmama ve açıklık gibi durumlar الضَّاحِكُ şeklinde ifade edilmektedir (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 3/9; İbn Dureyd, Cemheratu’l-Luġa, 1/545-546; Ezherī, Tehzību’l-Luġa, 4/88; ʾIṣfehānī, el-Mufredāt, 292).

Kur’an’da türevleriyle birlikte on yerde geçmektedir. Bu yerlerde beş manada kullanılmıştır. 1. (Bir görüşe göre) hayız (Hūd 11/71). 2. Şaşırma (en-Neml 27/19). 3. Alay etmek (el-Müʾminūn 23/109-110). 4. Hoşlanmak (Abese 80/38-39). 5. Gülmek (en-Necm 53/59-60). (Dāmeġānī, Ḳāmūs, 286-287).

KARŞILAŞTIRMA

Tebesseme ve ḍaḥıke insana özgü bir eylem olarak sevinçli ve mutlu olmaya işaret eden bir durumu ifade etmeleri bakımından yakın anlamlı olsalar da aralarında bazı farklar vardır. Ḍaḥk kök olarak mevcut yüz biçimini değiştirecek şekilde dişlerini göstererek seslice gülmektir. Gülme eylemi gerçekleşirken herhangi bir sesin duyulmaması durumunu anlatmak için ise tebessüm kullanılır. Ḍaḥk, şaşkınlık ve alay etme gibi bir etki sebebiyle insanda oluşan bir anlık duygunun dışa vurumudur. Tebessüm bir ses ortaya çıkmadan meydana gelen sevinç halidir (Curcānī, Taʿrīfāt, 52; Tehānevī, Keşşāfu Iṣṭılāḥāti’l-Funūn, 2/1110).

Tebesseme ve ḍaḥıke Kur’ân’da Hz. Süleyman’ın, karıncalara karşı duyduğu sevinç bağlamında birlikte geçmektedir (en-Neml 27/19). İlgili ayette فَتَبَسَّمَ ضَاحِكًا ifadesi, Hz. Süleyman’ın tebessümü aşan bir gülme eylemi gerçekleştirdiğine işaret etmektedir.