Sözlükte “örtmek, gizlemek, saklamak, bir şeyi kaplamak, bir şeye gizlenerek ona karışmak, mayalamak” anlamındaki خَمَرَ kökünden türeyen el-ḫamr اَلْخَمْرُ “şarap, üzüm şırası” demektir. Nitekim خَمَّرْتُ اْلإِنَاءَ “Kabın kapağını/üzerini örttüm.”; اِخْتَمَرَتِ الْمَرْأَةُ بِالْخِمَارِ “Kadın kendini peçeyle kapattı.”; خَمَرْتُ الْعَجِينَ وَفَطَرْتُهُ “Hamuru mayalayıp yoğurdum.” anlamındadır. Şarab, “aklı melekelerin sağlıklı bir şekilde kullanılmasına engel olması, bir anlamda aklı örtmesi nedeniyle اَلخَمْرُ diye isimlendirilmiştir. خُمَارٌ içkiden doğan hastalığı, خَمِيرٌ ise mayayı ifade eder (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 1/442-443; İbn Dureyd, Cemheratu’l-Luġa, 1/592; Ezherī, Tehzību’l-Luġa, 7/374-380; Iṣfehānī, el-Mufredāt, 159; Ebū’l-Beḳā, el-Kulliyyāt, 414)
Kur’an’da türevleriyle yedi yerde geçmektedir. Bu yerlerde şu manalardadır: 1. Şarap (el-Baḳara 2/219; el-Māʾide 5/90). 2. Başörtüsü (en-Nūr 24/31). (Muḳātil, Tefsīr, 1/188; Māturīdī, Teʾvīlāt, 10/139-142; Iṣfehānī, el-Mufredāt, 159; Rāzī, Mefātīḥu’l-Ġayb,18/135-138).
ES-SEKER | اَلسَّكَرُ
Sözlükte “şaşkın olmak, kendinden geçmek, sarhoş olmak” anlamındaki سَكِرَ kökünden türeyen es-seker اَلسَّكَرُ “şarap” demektir. Nitekim سَكِرَ مِنَ الْغَضَبِ “O, öfkeden deliye döndü.”, سَكِرَ مِنَ الشَّرابِ “İçkiden sarhoş oldu.” manasına gelir. سَكَرَ ise “kapatmak, kilitlemek” anlamındadır. Buna göre سَكَرَتِ الرِّيحُ تَسْكُرُ rüzgarın dinmesini, سَكَرَتْ عَيْنُهُ تَسْكُرُ ise bir kimsenin hayrete düşmesini ve şaşırmasını belirtir. Durgun ve akmayan su için اَلمَاءُ السَّاكِرُ ve sakin gece için لَيْلَةٌ سَاكِرَةٌ kullanılır. Devamlı sarhoş dolaşan رَجُلٌ سِكِّيرٌ olarak isimlendirilir. سُكْرٌ sarhoşluk, سَكَرٌ sarhoş eden şey, سَكْرٌ suyun önünü kapatmadır (Ḫalīl b. ʾAḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 2/259-260; İbn Dureyd, Cemheratu’l-Luġa, 2/719; Ezherī, Tehzību’l-Luġa, 10/55-59; Iṣfehānī, el-Mufredāt, 236).
Kur’an’da türevleriyle yedi yerde geçmektedir. Bu yerlerde şu manalardadır: 1. Maddi ve manevi sarhoşluk (en-Nisā 4/43; el-Ḥicr 15/15, 72). 2. Şarap, içki (en-Naḥl 16/67). 3. Sarhoş (el-Ḥacc 22/2). (Iṣfehānī, el-Mufredāt, 236; Zemaḫşerī, el-Keşşāf, 3/401, 449; Rāzī, Mefātīḥu’l-Ġayb,19/171).
ER-RAḤÎḲ | اَلرَّحِيقُ
Sözlükte er-raḥîḳ اَلرَّحِيقُ camid bir isim olup “katışıksız saf keskin şarap” anlamına gelmektedir. Bir tür şarap için kullanılır (Ezherī, Tehzību’l-Luġa, 4/37; İbn Sīde, el-Muḥkem, 2/576; Iṣfehānī, el-Mufredāt, 191; Ebū’l-Beḳā, el-Kulliyyāt, 485).
Kur’an’da bir yerde geçmektedir. Bu yerde cennetliklere ikram edilecek çok lezzetli ve saf bir içecek anlamında kullanılmaktadır. Tefsir kaynaklarındaki anlatımlara göre er-raḥîḳ, rengi beyaz ve son derece lezzetli olan şaraptır. Hazmı kolaylaştırır. İçtikten sonra ağızda misk tadı bırakır. Mühürlü bir içecek olması da onun kıymetini gösterir (el-Muṭaffifīn 83/25). (Muḳātil, Tefsīr, 4/624; Iṣfehānī, el-Mufredāt, 191; Rāzī, Mefātīḥu’l-Ġayb, 31/100; Ebū’l-Beḳā, el-Kulliyyāt, 485).
EZ-ZENCEBĪL | اَلزَّنْجَبِيلُ
Sözlükte ez-zencebīl اَلزَّنْجَبِيلُ bitkisi kamışa ve hasır otuna benzeyen, kökü toprağın altında yayılan bir bitkinin ismidir. Bu bitkiden yapıldığından dolayı şarap ez-zencebīl olarak adlandırılır. Bu bitkinin katılmasıyla şarap daha lezzetli olur ve yudumlanır (Ezherī, Tehzību’l-Luġa, 10/201; İbn Sīde, el-Muḥkem, 7/600).
Kur’an’da bir yerde geçmektedir. Bu yerde cennette şarabın içine katılan ve şarabı lezzetlendiren bitki manasında kullanılmıştır. Bu nedenle içinde zencefil bulunan şarap bu isimle anılır (el-İnsān 76/17). (Muḳātil, Tefsīr, 4/528; Zemaḫşerī, el-Keşşāf, 6/280-28; Rāzī, Mefātīḥu’l-Ġayb, 30/250).
EL-KÂFÛR | اَلْكَافُورُ
Sözlükte “gizlemek, saklamak” anlamındaki كَفَرَ kökünden türeyen el-kâfûr اَلْكَافُورُ “meyveden önce çıkan ve meyveyi sarıp gizleyen kapçık ve çiçek” manasına gelir. كَافُورُ اْلكَرْمِ asmanın içindeki salkımları örten yaprak için kullanılır. Çiçeği papatya çiçeğine benzeyen bir bitki olduğu da söylenmiştir (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 4/38; Iṣfehānī, el-Mufredāt, 436).
Kur’an’da bir yerde geçmektedir. Bu yerde cennette şarabın içine katılan ve şarabı lezzetlendiren bitki manasında kullanılmıştır (el-İnsān 76/5). Bu nedenle içinde el-kâfûr bulunan pınar bu isimle anılır (Muḳātil, Tefsīr, 4/524; Iṣfehānī, el-Mufredāt, 436; Zemaḫşerī, el-Keşşāf, 6/276).
KARŞILAŞTIRMA
el-Ḫamr, es-seker, er-raḥîḳ, el-kâfûr ve ez-zencebīl “şarap” manası bakımından yakın anlamlı olsa da bu kelimelerin arasında bazı farklar vardır. el-Ḫamr ve es-seker, üzüm ve hurma meyvesinin suyundan yapılan şarabın sarhoş etme özelliğiyle alakalıdır. Fakat el-ḫamr, es-sekerden farklı olarak ahiret nimetlerinden birisi olarak da zikredilmektedir. er-Raḥîḳ keskin ve saf, ez-zencebīl içine zencefil katılmış, el-kâfûr ise kafur bitkisiyle lezzetlendirilen şarabı anlatmaktadır. Bu üçü Kur’an’da “cennet şarabı” olarak ifade edilmektedir. Cennet nimetleri bağlamında zikredilen içkilerin baş ağrıtma, sarhoşluk verme gibi kötü özelliklerinin olmadığına vurgu yapılmaktadır (Muḳātil, Tefsīr, 4/524, 528, 624; Ṭaberī, Cāmiʿu’l-Beyān, 24/679-689; Iṣfehānī, el-Mufredāt, 159, 236; Zemaḫşerī, el-Keşşāf, 3/401, 449; Rāzī, Mefātīḥu’l-Ġayb, 28/54, 31/101; Kubeysī, Mevsūʿa, 6/154-157).
اَلخَمْرُ | اَلسَّكَرُ| اَلرَّحِيقُ | اَلزَّنْجَبِيلُ | اَلْكَافُورُ