EL-ʾAṢL | الْأَصْلُ
Sözlükte “kök, soy, asıl, temel, bir şeyin dip kısmı” anlamına gelen el-ʾaṣl الْأَصْلُ kelimesi ʾa-ṣ-l أ-ص-ل kökünden türemiş bir isimdir. “Herhangi bir şeyin var oluşunun kendisine dayandığı ve üzerine bina edildiği unsur” şeklindeki mana bu kökün temel anlamıdır. Nitekim insan bedenin topraktan geldiğini ve toprağa dayandığını ifade etmek için إِنَّ أَصْلَ الإِنْسَانِ التُّرَابُ denmiştir. İnsanların kendisine dayanarak işlerini yapmaları nedeniyle akıl, الْأَصَالَةُ; değerli, saygın bir soydan gelen adam رَجُلٌ أَصِيلٌ; sağlam, mantıklı, güzel fikir de رَأْيٌ أَصِيلٌ diye isimlendirilmiştir. Çoğulu آصَالٌ olan أَصيلٌ sözcüğü ikindi ile akşam arasını veya yalnızca akşam vaktini anlatmak için kulllanılır (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 1/73; Ezherī, Tehzību’l-Luġa, 12/240; ʿAskerī, el-Furūḳu’l-Luġaviyye, 162; İbn Fāris, Muʿcem, 1/109; el-Cevherī, eṣ-Ṣıḥāḥ, 4/1623; ʾIṣfehānī, el-Mufredāt, 19; Muṣṭafavī, et-Taḥḳīḳ, 1/104-105).
Kur’an’da türevleriyle birlikte 10 yerde geçmektedir. Bu yerlerde şu manalarda kullanılmıştır: 1. Kök, dip (İbrāhīm 14/24; eṣ-Ṣāffāt 37/64) 2. İkindi ile akşam arası veya akşam vakti (el-Aʿrāf 7/205; er-Raʿd 13/15).
EL-ḲĀʻİD | الْقَاعِدُ
Sözlükte “oturan, temel, esas, hayızdan kesilmiş kadın” manalarına gelen el-ḳāʻid الْقَاعِدُ kelimesi, “oturmak” anlamındaki ḳ-ʻa-d ق-ع-د kökünden türemiş bir isimdir. Başka bir şeye dayanak olmayı, aktif halden pasif duruma geçmeyi ifade etmesi bu kök anlamıyla ilişkili bir kullanımdır. Nitekim Araplar, üzerine bina oturtulması nedeniyle temele الْقَاعِدُ demişlerdir. Binanın temellerini ise قَوَاعِدُ البِنَاءِ şeklinde ifade etmişlerdir. Yolculuk yapmadıkları ayı ِذُو القَعْدَة şeklinde isimlendirmişlerdir. Hayızdan kesildiği için çocuğu olmayan ve ileri yaş nedeniyle cinsel birlikteliğin arzulanmadığı kadına الْقَاعِدُ/الْقَوَاعِدُ denilir. Zira “oturmak” anlamı acziyetten/güç yetirememeden istiare olarak kullanılır. Kadının çocuk doğuramayacak bir yaşa ulaşması bu kelime ile ifade edilir. Yine insan neslinin kendisinden türemesi sebebiyle de kadına الْقَعِيدَةُ denilmiştir (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 3/410; Ezherī, Tehzību’l-Luġa, 1/205; İbn Fāris, Muʿcem, 5/108; el-Cevherī, eṣ-Ṣıḥāḥ, 1/525; ʾIṣfehānī, el-Mufredāt, 409; Zemaḫşerī, Esāsu’l-Belāġa, 2/90; Muṣṭafavī, et-Taḥḳīḳ, 9/330).
Kur’an’da türevleriyle birlikte 31 yerde geçmektedir. Bu yerlerde şu manalarda kullanılmıştır: 1. Bir binanın temeli (el-Baḳara 2/127; en-Naḥl 16/26) 2. Oturmak ve oturan (Ālu ʿİmrān 3/191; Ḳāf 50/17) 3. Konaklama yeri (Ālu ʿİmrān 3/121; el-Ḳamer 54/55) 4. Geride kalanlar (Ālu ʿİmrān 3/168; en-Nisā 4/95) 5. Beklemek (el-Māʾide 5/24) 6. Bir yere hâkim olmak, orayı gözetlemek (el-Aʿrāf 7/16) 7. Hayız görmeyen yaşlı kadın (en-Nūr 24/60) (ʾIṣfehānī, el-Mufredāt, 409; Semīn el-Ḥalebī, ʿUmdetu’l-Ḥuffāz, 326-327).
KARŞILAŞTIRMA
el-ʾAṣl ve el-ḳāʻid “temel ve asıl olmak” bakımından yakın anlamlı olsa da bu kelimelerin arasında bazı farklar vardır. Bu farklılık bir asla dayanan şeyin varlığının, asla muhtaç olup olmamasıyla ilişkilidir. el-ʾAṣl, bir şeyin varlığının kendisine zorunlu olarak dayandığı şeydir. Nitekim insanla nesebi veya ağacın dallarıyla kökü arasındaki ilişki bu duruma örnek teşkil eder. Ancak el-ḳāʻid kelimesinde asıl ile bu asla dayanan şey arasında böyle bir zorunluluk yoktur. Binanın varlığıyla temel arasındaki ilişki bu duruma örnektir. Ḳāʻid bulunmasa da bina olabilir ancak ʾaṣl olmadan insanın soyu da ağaçların dalları da olamaz (el-Kebīsī, Mevsūʿa, 10/228).
الْأَصْلُ | الْقَاعِدُ