Aşılamak - Gebe Kalmak

لَقَحَ | حَمَلَ

Müellif: Hatice Derebaşı
Yayınlanma Tarihi: 30.03.2023            

ḤAMELE | حَمَلَ

Sözlükte ḥamele حَمَلَ “yukarı koymak, taşımak, kaldırıp götürmek ve hâmile olmak” anlamlarındadır. Nitekim حَمَلْتُ الشَّيْءَ cümlesi bir şeyi taşımayı ifade eder. Bir zorluk üstlenildiğinde تَحَامَلْتُ ; birine bir şeyi taşıma konusunda yardımcı olunduğunda أَحْمَلْتُ فُلَانًا şeklinde söylenir. Fiilin mastarı olan  اَلْحَمْلُ kapalı olarak taşınan şeyi veya ağaçtaki meyveyi; اَلْحِمْلُ ise sırt veya baş üzerinde açıktan taşınan eşyayı ifade etmektedir. Bu nedenle anne karnındaki cenin ve yavrular  اَلْحَمْلُ olarak adlandırılırken binek üzerindeki yük için اَلْحِمْلُ denilir. حَامِلٌ “taşıyan, yüklü” anlamında olup gebe kadın için”  اِمْرَأَةٌ حَامِلٌ tabiri kullanılır. Kelimenin türevlerinden اَلْحِمَالَةُ وَالْمِحْمَلُ “kılıcın askısı”; اَلْحَمُولَةُ “üzerinde yük olsun ya da olmasın yük taşıyan deve veya taşınan yükün kendisi”; اَلْحَوْمَلُ ise “yağmur taşıyan siyah bulutlar” demektir. حَمِيلٌ kelimesi “kavim içinde nesebi bilinmeyen evlatlık çocuk, bir işte sorumluluğu üstlenen kefil ve selin taşıdığı çer çöp” gibi birden çok anlamı karşılamaktadır (Ṣāḥib b. ʿAbbād, el-Muḥīṭ, 3/114-115; İbn Fāris, Muʿcem, 2/106-107; Muṣṭafavī, et-Taḥḳīḳ, 2/333; Muḥammed Vāʿiẓ Zāde v.dğr., el-Muʿcem, 13/898, 901, 903, 917).

Kur’an’da türevleriyle birlikte 64 yerde geçmektedir. Bu yerlerde şu manalardadır: 1. Emanetin sorumluluğunu kabul etmek (el-Aḥzāb 33/72). 2. Koruyup gözetmek (el-Ḥāḳḳa 69/11; el-Ḳamer 54/13). 3. Kuvvetli biçimde elinde tutmak (el-Müʾmin 40/7; el-Ḥāḳḳa 69/17). 4. Taşıyıp nakletmek (en-Naḥl 16/7). 5. Geçimini sağlamak (et-Tevbe 9/92).  6. Suçu, günahı yüklemek (el-ʿAnkebūt 29/12-13). 7. Gebe kalmak (el-Aʿrāf 7/189; eṭ-Ṭalāḳ 65/4). 8- Rahimdeki cenin (eṭ-Ṭalāḳ 65/4). 9- Bir şeyi özenle bir yere yerleştirmek (Hūd 11/40). 10. Zorunlu tutmak, sorumlu kılmak (el-Cumuʿa 62/5). 11. Görevin yerine getirilmesinde ihmalkâr davranmak (el-Cumuʿa 62/5). 12. Taşımak (Yūsuf 12/36; Tebbet 111/4). (Fīrūzābādī, Beṣāʾir 2/502-503; Muḥammed Vāʿiẓ Zāde v.dğr., el-Muʿcem, 13/898, 956). 

LEḲAḤA | لَقَحَ 

Sözlükte leḳaḥa لَقَحَ “erkek hayvanın dişisini gebe bırakması, döllemek ve aşılamak” anlamına gelmektedir. لَقِحَ ise “dişi deve döllendi, gebe kaldı” manasındadır. Nitekim  قَدْ أَلْقَحَ الْفَحْلُ النَّاقَةَ وَلَقِحَتْ هِيَ لَقَحًا “Erkek deve, dişi deveyi dölledi ve dişi deve de döllendi.” denilmektedir. Bu şekilde gebe kalan deve لَاقِحٌ olarak isimlendirilir. أَلْقَحَتِ الرِّيحُ السَّحَابَ وَالشَّجَرَةَ “Rüzgar, bulut ve ağacı aşıladı.” cümlesinde anlatılan rüzgarın aşılaması iki şekilde gerçekleşir. İlki rüzgârın yağmur bulutlarını harekete geçirmesidir ki bu bir tür aşılamadır. Rüzgârın taşıdığı hava kabarcıkları su buharı ile birleşir ve yağmur yüklü bulut kümelerine dönüşür, ardından yağmur yağar. Diğeri ise rüzgârın polenleri taşıyarak bitkilerin tozlaşmasına yol açmasıdır. Ayrıca sunî aşılama için de أَلْقَحَ زَيْدٌ النَّخْلَةَ “Zeyd hurma ağacını aşıladı.” denilir. لَقِحَتِ الْحَرْبُ وَالْعَدَاوَةُ “Savaş ve düşmanlık canlandı.” cümlesiyle mecazen sakinlikten sonra şerrin doğacağı anlatılmaktadır (İbn Dureyd, Cemheratu’l-Luġa, 559; Ezherī, Tehzību’l-Luġa, 4/52-55; Ṣāḥib b. ʿAbbād, el-Muḥīṭ, 2/352-353; İbn Fāris, Muʿcem, 5/261; İbn Sīde, el-Muḥkem, 3/14; Semīn el-Ḥalebī, ʿUmdetu’l-Ḥuffāz, 4/34-35; Muṣṭafavī, et-Taḥḳīḳ, 10/243-244).

Kur’an’da bir yerde geçmektedir. Bu yerde “aşılayıcı, taşıyıcı ve yüklü” anlamlarındadır (el-Ḥicr 15/22). Ayette لَوَاقِحُ şeklinde çoğul gelen kelime rüzgârın, bitkilerdeki tozlaşmayı sağlayan aşılayıcı özelliğine; artı ve eksi yüklü bulutları birbiriyle buluşturma veya bulutları yoğunlaştırmasına işaret olarak yorumlanmıştır. İbn ʿĀşūr’a göre لَوَاقِحُ kelimesi ya حَوَامِلُ “yağmur yüklü” ya da مُلْقِحَاتٌ “aşılayıcı” anlamındadır. İbn Mesūd’a göre Allah, rüzgârı bulutları aşılaması için göndermiştir. Bu nedenle ibareye “dölleyici, taşıyıcı ve bereketlendirici” anlamları verilmiştir (Semīn el-Ḥalebī, ʿUmdetu’l-Ḥuffāz, 4/34-35; Vāḥidī, et-Tefsīru’l-Basīṭ, 12/576; Ebu’s-Suʿūd, İrşād, 3/302; İbn ʿĀşūr, et-Taḥrīr, 14/37). 

KARŞILAŞTIRMA

Ḥamale ve leḳaḥa “aşılamak ve hamile (gebe) kalmak” manası bakımından yakın anlamlı olsa da bu kelimelerin arasında bazı farklar vardır. اَللَّقَاحُ döllenme işleminin gerçekleşmesinin ilk evresini, اَلْحَمْلُ ise döllenme işleminin sonraki aşamasını yani bunun sonucunda gebe kalmayı belirtmektedir. Leḳaḥa bir şeyi aşılama yanında bolluk, bereket ve çoğalmayı; ḥamale ise karında taşıma, gebe kalma ve yüklü olmayı anlatır. Buna göre ḥamale fiilinde mutlak anlamda bir nakletme ve taşıma söz konusu iken, leḳaḥa fiilinde ise üreme ve çoğalma amaçlı bir taşıma ön plandadır (Kubeysī, Mevsūʿa, 10/722).