Ayıp - Kusur

اَلْعَيْبُ | اَلْمَعَرَّةُ

Müellif: Lokman Bedir
Yayınlanma Tarihi: 23.02.2024            
EL-ʿAYB |  اَلْعَيْبُ 

Sözlükte el-ʿayb اَلْعَيْبُ “kusur, ayıp, leke, bozulma, delinme” demektir. “Kusurlu olmak, kusurlu hale getirmek, ayıplamak” anlamındaki عَابَ fiilinden türemiştir. Nitekim bir şey kusurlu hale geldiğinde عَابَ الشَّيْءُ; bir mal bozulduğunda اَلْمَتَاعُ صَارَ ذَا عَيْبٍ; birisi başkasını ayıpladığında عَابَ فُلَانٌ فُلَانًا şeklinde söylenir. عَابَ المَاءُ “Su, bulunduğu yerin dışına taştı.” manasındadır. İnsanların arasında bozgunculuk çıkaran kimse رَجُلٌ عَيَّابٌ/عَيَّابةٌ  şeklinde ifade edilir. İbn Fāris bu kelimenin “ses, yükseklik ve tedavi etmek” manalarında geldiğini belirtmiştir (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 3/259-260; İbn Fāris, Muʿcem, 4/189; el-Cevherī, eṣ-Ṣıḥāḥ, 1/190; Iṣfehānī, el-Mufredāt, 351). 

Kur’an’da bir yerde geçmektedir. el-Kehf 18/79 ayetinde Hz. Musa’nın, kendisine yol arkadaşlığı ettiği ve kendisine ilim bahşedildiği (el-Kehf 18/65) belirtilen kişinin, bindikleri gemiyi delerek kusurlu hale getirmesini anlatmaktadır (Muḳātil, Tefsīr, 2/598; Ṭaberī, Cāmiʿu’l-Beyān, 15/321, 353).

EL-MEʿARRA |  اَلْمَعَرَّةُ 

Sözlükte el-meʿarra اَلْمَعَرَّةُ “zarar, ziyan, sıkıntı” demektir. “Uyuz olmak, lekelemek, zarar vermek, kötülük yapmak” anlamındaki عَرَّ fiilinden türemiştir. Nitekim عَرَّتِ الْإِبِلُ devenin uyuz olmasını, عَرَّ فُلاَنًا  kötü bir şey isnat ederek bir kimseyi lekelemeyi anlatır. اَلْعُرَّةُ uyuz; ٌرَجُلٌ مَعْرُور kötülüğüyle bilinen şerli adam için kullanılır. el-meʿarra uyuzun verdiği zararı ve suç, günah ve kötülüğün karşılık verilen cezayı ifade eder. Birisi sıkıntısını ve ihtiyacanı bir kimseye arzettiğinde اِعْتَرَرْتُ بِكَ حَاجَتِي şeklinde söylenir ve bu kimse اَلْمُعْتَرُّ olarak isimlendirilir (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 3/126-127; İbn Fāris, Muʿcem, 4/32-33; el-Cevherī, eṣ-Ṣıḥāḥ, 3/742;  Iṣfehānī, el-Mufredāt, 328).

Kur’an’da türeviyle iki yerde geçmektedir. Bu yerlerde şu manalardadır: 1. İhtiyacını dile getiren kişi (el-Ḥacc 22/36). 2. Eziyet (el-Fetḥ 48/25). (Muḳātil, Tefsīr, 4/75; Ṭaberī, Cāmiʿu’l-Beyān, 21/305-306).

KARŞILAŞTIRMA

el-ʿAyb ve el-meʿarra  ayıp bakımından yakın anlamlı olsa da bu kelimelerin arasında bazı farklar vardır. el-ʿAyb bir şeyin asli unsurlarında veya niteliklerindeki eksiklik ve kusurdur. el-Meʿarra maddî ya da manevî olarak insana ilişen illet ve zayıflıktır. Buna göre birincisinde kendisinden, ikincisinde ise harici bir nedenden kaynaklanan eksiklik söz konusudur (Muṣṭafavī, et-Taḥḳīḳ, 8/100, 329).