Anahtar

اَلْمِفْتَاحُ | اَلْمِقْلَدُ

Müellif: Hasan Yerkazan
Yayınlanma Tarihi: 11.01.2023            

EL-MİFTĀḤ | اَلْمِفْتَاحُ

Sözlükte “anahtar ve hazine” manasındaki el-miftāḥ اَلْمِفْتَاحُ “açmak, başlamak, ilk yapan olmak, fethetmek, davalılar arasında hükmetmek” anlamındaki f-t-ḥ فَتَحَ kökünden türemiş bir isimdir (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 3/299; Ṭaberī, Cāmiʿu’l-Beyān, 17/374; Ezherī, Tehzību’l-Luġa, 4/445-448; el-Cevherī, eṣ-Ṣıḥāḥ, 1/389; Semīn el-Ḥalebī, ʿUmdetu’l-Ḥuffāz, 3/194).

Kur’an’da üç yerde çoğul olarak geçmektedir. Bu yerlerde şu iki temel manaya gelmektedir: 1. Zahirî anlamda ev ve hazinelerin anahtarları (en-Nūr 24/61 ve el-Ḳaṣaṣ 28/76’).  2. Mecaz yoluyla gayb alanına ilişkin bilgiler (mefâtihu'l-gayb) (el-Enʿām 6/59). Bu yerde mahlukata malum olmayan gök, yer, rızık kader gibi bilgiler kapalı bir alan olarak sunulmuş; onu açma ve ona ulaşma kudretinin sadece Allah katında olduğuna işaret edilmiştir. Burada hazine ile gayb arasında kapalılık yönüyle bir ilişki kurulmuş ve gaybın anahtarlarının nasıl açılacağını da sadece Allah’ın bildiği ifade edilmiştir. Anahtarların/hazinelerin çoğul olarak kullanılması suretiyle gaybın çok boyutlu bir yönünün olduğuna işaret edilmiştir (Ṭaberī, Cāmiʿu’l-Beyān, 9/282, 18/312-313; Māturīdī, Teʾvīlāt, 5/82; Māverdī, en-Nuket, 2/121; Zemaḫşerī, el-Keşşāf, 2/355; Ḳurṭubī, el-Cāmiʿ, 8/402; Fīrūzābādī, Beṣāʾir, 4/165).

EL-MİḲLED | اَلْمِقْلَدُ

Sözlükte “anahtar ve kilit” manasındaki el-miḳled اَلْمِقْلَدُ “kolye takmak, kılıcı boyna asmak, kuşanmak, sarmak, katlamak, sorumlu kılmak” anlamındaki ḳ-l-d قَلَدَ kökünden türeyen bir isimdir. Miḳled kelimesinin çoğulu مَقَاليِدُ’tir. Diğer bir görüşe göre إِقْلِيد kelimesinin çoğuludur. Bu kelimenin Farsçadan Arapçaya geçtiği ifade edilmektedir. Türkçe’deki “kilit” kelimesi buradan gelir. Bu kökten türeyen قِلاَدَة kelimesi kolye/gerdanlık manasında kullanılmaktadır (İbn Dureyd, Cemheratu’l-Luġa, 2/675; el-Cevherī, eṣ-Ṣıḥāḥ, 2/527-528; Zemaḫşerī, Esāsu’l-Belāġa, 2/96; Fīrūzābādī, Beṣāʾir, 4/294).

Kur’an’da iki yerde geçmektedir. Her iki ayette لَهُ مَقَال۪يدُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur…” şeklinde zikredilmiştir (ez-Zümer 39/63; eş-Şūrā 42/12). مَقَاليِدُ kinaye yoluyla göklerin ve yerin işlerini yürüten ve muhafaza eden anlamına gelmektedir. Hazineleri koruyan ve işlerini idare eden onun kilidine (anahtarına) de sahip olmayı gerektirir. Bir görüşe göre göklerin hazinesi yağmur, yerin hazinesi ise bitkilerdir. O, dilediği kullarına rızkı bol verir dilediklerinden de kısar. Hikmet ve maslahatı neyi gerektiriyorsa onu yapar. Anahtarı elinde bulundurması hem açma hem de kapatma gücüne sahip olduğunu gösterir (Ṭaberī, Cāmiʿu’l-Beyān, 20/241-243; Māverdī, en-Nuket, 5/195; Zemaḫşerī, el-Keşşāf, 5/318; 173-174; Rāzī, Mefātīḥu’l-Ġayb, 27/12, 155; Ḳurṭubī, el-Cāmiʿ, 18/304; Semīn el-Ḥalebī, ʿUmdetu’l-Ḥuffāz, 3/333; Fīrūzābādī, Beṣāʾir, 4/294;    Muṣṭafavī, et-Taḥḳīḳ, 9/340).

KARŞILAŞTIRMA

el-Miftāḥ  ve el-miḳled “anahtar” manası bakımından yakın anlamlı olsa da bu kelimelerin arasında bazı farklar vardır. el-Miftāḥ kök olarak kapalı olan bir şeyin açılması, el-miḳled ise bir şeyin boyna asılması ile alakalıdır. Bu bakımdan مَفَاتِح bilgi; مَقَاليِدُ ise göklerde ve yerde bulunan her türlü nimetin sevk ve idaresinin Allah’a ait olmasıyla ilişkilidir. el-Miftāḥ insanlara kapalı olan gaybî bilgilerin sadece Allah katında bulunduğunu ve bu bilgileri ortaya çıkarmaya O’nun kadir olduğunu bildirmektedir. el-Miḳled ise Allah'ın yerde ve gökte insanın hizmetine sunduğu nimet ve varlıklar üzerinde mutlak tasarruf sahibi olmasını anlatmaktadır.