Köle Azat Etmek

تحرير رقبة | فكُّ رقبة

Müellif: Ali Karataş
Yayınlanma Tarihi: 31.03.2022            

TAḤRÎRU RAḲABE | تَحْرِيرُ رَقَبَةٍ

et-Taḥrîr التَّحْرِيرُ ḥarra حَرَّ  kelimesinden türemiştir. الحُرّ  “köleliğin zıttı olarak özgürlük, her türlü ayıp ve noksanlıktan uzak olmak; sıcak” anlamlarına gelir. حَرَّرْتُ الْقَوْمَ cümlesi “Topluluğu hapis esaretinden kurtardım.” demektir. Kendisine kumun karışmadığı toprak için طِينٌ حُرٌّ  ifadesi kullanılır. حَرَّ الشيئُ cümlesi de soğuğun zıttı olarak “ısınmak” manasındadır (İbn Fāris, Muʿcem, 2/7).

Kölelik özgürlüğü kullanmayı engelleyen bir durum olduğu için noksanlık meydana getirir. Bu bakımdan kölelik ile soğukluk, hürriyet ile de sıcaklık arasındaki bir ilişki vardır. Soğukluk beraberinde hareketsizliği sıcaklık ise hareketi getirir. برَد الانسانُ şeklindeki ifade “İnsan öldü.” anlamındadır. Bu bağlamda soğukluk insanın hareketine engel olurken sıcaklık ona hareket imkânı kazandırır. Kölelik ve hürriyet halindeki insanın durumu da böyledir. Ayrıca ipek için حَرِيرٌ denilmesi muhtemelen onun sıcaklık vermesindedir (Muṣṭafavī, et-Taḥḳīḳ, 2/224).

Kur’an’da aynı kökten gelen kelimeler özgür (el-Baḳara 2/178), sıcak (et-Tevbe, 9/181), sıcaklık (Fāṭır 35/21), ipek (el-Ḥacc 22/23) manalarında geçmektedir. Üç defa zikredilen تَحْرِيرُ رَقَبَةٍ “boynun serbest bırakılması” (en-Nisā 4/92) terkibindeki raḳabe hakiki manada boyun (bk. “Boyun”) demektir. Boynun serbest bırakılması, boynun hareketini kısıtlayan engellerden kurtarılarak ona hareket etme imkânının kazandırılmasıdır. Boyundan kastedilen ise adeta boynuna zincir vurularak insanın köleleştirilmesidir. Kur’an’da köle azat edilmesi bir kefaret türü olarak geçmektedir. (en-Nisā 4/92; el-Māʾide 5/89; el-Mücādele 58/3)

FEKKU RAḲABE | فَكُّ رَقَبَةٍ

el-Fekku الفَكُّ  “yarılma ve açılma” anlamındaki fekke فَكَّ  kelimesinden türemiştir. سَقَطَ  فُلَانٌ وَانْفَكَّتْ قَدَمُهُ  ifadesi “düşme neticesinde birisinin ayağının çatlayıp yarılmasını” anlatmaktadır. Omzun zayıflık nedeniyle eklem yerinden ayrılması الفَكُّ  ile ifade edilir. Bağ veya ipini çözüp serbest bırakılan her şey için فقد فَكَكْتُه cümlesi kullanılır. Bu bağlamda el-fekk “bağı çözmek, kelepçeyi çıkarmak ve bir engeli ortadan kaldırmak” demektir. Bu ifade mecaz yoluyla “rehinenin serbest bırakılması” manasına gelir (İbn Dureyd, Cemheratu’l-Luġa, 1/161; İbn Fāris, Muʿcem, 2/7; Zemaḫşerī, Esāsu’l-Belāġa, 2/32;  Rāzī, Mefātīḥu’l-Ġayb, 31/185-186).

Kur’an’da bu kökten türeyen kelimeler iki yerde geçmektedir. “Bir şeyi terkederek ondan ayrılmak” anlamındaki مُنْفَكِّينَ  (el-Beyyine 98/1) kelimesi ehl-i kitap ve müşriklerden olan bazı kimselerin Kur’an geldikten sonra inançlarını terk etmelerini anlatmaktadır. Kelime kökündeki “çatlayıp yarılma, düğümü çözme” anlamı ayrılmaya neden olan apaçık delilin güçlü oluşunu gösterir. el-Beled 90/13 ayetinde geçen fekku raḳabe terkibi ise sarp yokuşu aşmaya dikkatin çekildiği önceki iki ayetle birlikte değerlendirilebilir. Bu bağlamda İbn Âşûr, fekk sözcüğünü “birisinin elinden bir şeyi almak” şeklinde açıklamaktadır. Ona göre ayetteki raḳabeden kasıt insandır. Böylece bir organ zikredilerek bir bütün olarak insana vurgu yapılmaktadır. Çünkü esir almak denildiğinde, öncelikle boyundan bağlamak akla gelir. Burada fekk kelimesinin kullanılması, zor bir işi yapmanın adeta birisinin elinden zorla bir şeyi çekip almaya benzetilmesinden dolayıdır (İbn ʿĀşūr, et-Taḥrīr, 30/358). 

KARŞILAŞTIRMA

Taḥrîru raḳabe ve fekku raḳabe köle azat etme açısından yakın anlamda olsalar da aralarında bazı farklılıklar söz konusudur. Bu bağlamda taḥrîr, kök anlamı itibariyle hareketi kısıtlayan engellerin ortadan kaldırılmasıyla ilgilidir. Aslolan sıcaklıktır, soğukluk sıcaklığın yokluğudur. Bu, bir tür kısıtlamadır. Bu anlamda özgürlük asıldır. Ortadan kalktığında kısıtlama ortaya çıkar ve özgürlük açısından bir noksanlık oluşturur. Bu nedenle insanı engelleyen durumlar ortadan kaldırıldığında o insan özgürlüğünü kazanır. el-Fekku ise “bir şeyin zorla başka bir şeyden ayrılması” demektir. Ayırma eylemi hem yapan hem de yapılan için bir zorluk ifade eder. Örneğin birisi bir şeyi ele geçirip sımsıkı tuttuğunda onu bırakmak istemez. Ele geçirmek isteyen de onu elde etmek için kendisini zorlar. Netice itibarıyla taḥrîr kölenin engellerinden kurtarılıp özgürleştirilmesini, fekk ise kölenin serbest bırakılmasının zorluğunu ifade etmektedir.

İlişkili Maddeler