Çürümüş

رميم | نخرة

Müellif: Abdullah Bedeva
Yayınlanma Tarihi: 31.03.2022            

ER-RAMÎM | الرَّمِيمُ

Sözlükte ramme رمَّ “onarmak, yıpranmak, çürümek, kopmak, mırıldanmak, bildiği bir şey hakkında susmak, hayvanın otu vb. şeyleri yemesi”  anlamlarına gelmektedir. Çürümüş kemik الرِّمَّة, çer çöp veya kurumuş bitki الرِّمُّ, çürüyen şey الرَّميم kelimeleriyle ifade edilir. R-m-m kökünden türeyen sözcüklerin birbirine zıt iki temel kök anlamının bulunduğu belirtilmiştir. Buna göre çürümek/bozulmak ve bir şeyi onarmak ile susmak ve konuşmak kelimenin temel anlamlarıdır. Ancak birbirine zıt olarak görünen bu manaların “zayıflık” anlamında buluştuklarını söylemek mümkündür. Zira çürüyen bir şey, sağlam halinden daha zayıf olduğu gibi onarılan bir şey de ilk halinden yani sağlam halinden daha zayıftır. Ayrıca susmak veya kısık sesle konuşmak da normal konuşmaya göre böyledir (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 2/152; İbn Fāris, Muʿcem, 2/378-379; İbn Dureyd, Cemheratu’l-Luġa, 126; el-Cevherī, eṣ-Ṣıḥāḥ, 5/1936-1937; el-ʾEzherī, Tehību’l-Luġa, 191-19; Muṣṭafavī, et-Taḥḳīḳ, 4/245-246).

Kur’ân’da bu kökten türeyen kelimeler iki defa geçmektedir. Her iki kullanımında da “çürümüş kemik” (Yā-Sīn 36/78) ve “çürümüş şey veya ayakaltında ezilmiş kuru bitki” (eẕ-Ẕāriyāt 51/42) anlamlarındadır (Muḳātil, Tefsīr, 4/132, 575; Ṭaberī, Cāmiʿu’l-Beyān, 19/487, 21/540; ez-Zemaḫşerī, el-Keşşāf, 5/196, 618).

EN-NAḪIRA | النَّخِرَةُ

Sözlükte n-ḫ-r نَخَرَ “hayvanın genizden ses çıkarması” naḫira النَّخِرَةُ ise "çürümek" demektir. Çürümüş şey, çürümekten dolayı içi boşalan, burun deliklerine parmaklar sokulmadan süt vermeyen deve, burun delikleri, soluma esnasında burundan çıkan hırıltı sesi gibi anlamlar bu kökten türeyen sözcüklerle anlatılır. Bu kökün türevleri “sesin çıkması” anlamında birleşmektedir. Çürüyen kemik ve ağacın içinde oluşan boşluktan havanın geçmesiyle çıkan ses de aynı kökten bir kelimeyle ifade edilir. (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 4/203; Ṣāḥib b. ʿAbbād, el-Muḥīṭ, 4/328; İbn Fāris, Muʿcem, 5/405; İbn Fāris, Mucmelu’l-Luġa, 860; el-Cevherī, eṣ-Ṣıḥāḥ, 2/840; Muṣṭafavī, et-Taḥḳīḳ, 12/65-66).

Kur’ân’da bir defa geçmektedir. Bu da müşriklerin ölümden sonra yeniden yaratılışı imkânsız görmelerini dile getirdikleri bir bağlamdadır (en-Nāziʿāt 79/11). Kemikler/عظام kelimesinin sıfatı olarak gelmekte olup bu tamlama “çürümüş kemikler” anlamındadır. ناخرة şeklinde bir okuyuşunun olduğu da nakledilir. Bu okuyuşa “çürümüş” manasının yanı sıra “hava akımının ses çıkaracağı şekilde içinin boş olması” ya da “uyurken horlayan ya da boğulan kimsenin çıkardığı sese benzer bir ses” anlamı da verilmiştir (Ṭaberī, Cāmiʿu’l-Beyān, 24/72; Vāḥidī, et-Tefsīru’l-Basīṭ, 23/180; Beġavī, Meʿālimu’t-Tenzīl 8/327; Muḳātil, Tefsīr, 4/575; Zemaḫşerī, el-Keşşāf, 6/306).

KARŞILAŞTIRMA

Ramîm ve naḫira kelimeleri “çürüme” açısından yakın anlamda olsalar da aralarında bazı farklar vardır. Naḫira daha çok içten oyularak çürümeyi, ramîm ise çürüme sonucu ufalanarak parçalanmayı ifade eder. R-m-m kökünün “toprak” anlamında kullanılmasının bu semantik içerikle ilişkili olduğu görülür. Ramîmde tahribat, çürüme ve ufalanarak parçalanma; naḫira da ise bir şeyin içten çürümesi söz konusudur.

İlişkili Maddeler