Aktı

سَالَ | فَاضَ

Müellif: İbrahim Yıldız
Yayınlanma Tarihi: 28.08.2022            

SĀLE | سَالَ 

Sözlükte sāle سَالَ temel olarak “sıvı veya ince taneli maddeler için akmak, bir yerden başka bir yere doğru gitmek, yayılmak ve uzamak” demektir. Nitekim سَالَ الْمَاءُ وَغَيْرُهُ şeklinde söylenir. مَاءٌ سَيْلٌ tabiri akan su için; السَّيْلُ ise suyun fazlalığının onun akmasına neden olması dolayısıyla akan bol miktardaki suyu ifade etmek için kullanılır. أَسَالَ fiili “akıtmak” manasındadır (İbn Fāris, Muʿcem, 3/122-123; İbn Sīde, el-Muḥkem, 8/578; Ṣaʿīdī, el-İfṣāḥ, 495; ʾIṣfehānī, el-Mufredāt, 250; Muṣṭafavī, et-Taḥḳīḳ, 5/353).

Kur’ân’da türevleriyle dört yerde geçmektedir. Bu yerlerde şu manalardadır: 1. Akmak (er-Raʿd 13/17). 2. Akıtmak (Sebeʾ 34/12). 3. Sel (er-Raʿd 13/17; Sebeʾ 34/16).

FĀḌA | فَاضَ

Sözlükte fāḍa فَاضَ “bir şeyin çok olması ve dolması nedeniyle kolaylıkla ve yavaşça akması” demektir. Su, gözyaşı veya yağmurun akmasını ifade etmek için فَاضَ الْمَاءُ، الدَّمْعُ، الْمَطَرُ kullanılır. Aynı zamanda bir şeyin akması için yeteri kadar çok olması gerektiğinden “Arttı, çok oldu, taştı, kabardı.” manalarına da gelir. Nitekim فَاضَ الْخَيْرُ “Hayır (iyilik) çok oldu.” ve فَاضَ الْمَاءُ “Su taşarak etrafa aktı.” cümleleri buna örnektir. Bu manadan hareketle tarikleri çoğalarak halk arasında gittikçe yayılan hadisler “yaygın ve meşhur” anlamında حَدِيثٌ مُسْتَفِيضٌ olarak adlandırılır. Kişi kabını akıncaya kadar doldurduğunda أَفَاضَ إِنَاءَهُ; yine bir işe koyulup zamanını ona verdiğinde mecazen أَفَاضَ فِي اَلْأَمْرِ denilir (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 3/350; İbn Fāris, Muʿcem, 4/465; el-Cevherī, eṣ-Ṣıḥāḥ, 2/1099; İbn Sīde, el-Muḥkem, 8/233-234; Zemaḫşerī, el-Keşşāf, 1/408; el-Munāvī, et-Tevḳīf, 265; Ebū’l-Beḳā, el-Kulliyyāt, 691; Tehānevī, Keşşāfu Iṣṭılāḥāti’l-Funūn, 2/1293; Muṣṭafavī, et-Taḥḳīḳ, 9/184).

Kur’ân’da türevleriyle birlikte dokuz yerde geçmektedir. Bu yerlerde şu manalara gelmektedir: 1. Akmak (el-Māʾide 5/83). Zemaḫşerī bu ayetteki تَفٖيضُ ifadesini gözlerin yaş ile dolup akması olarak tefsir eder. 2. Dönmek (el-Baḳara 2/199) Bu ayette hacıların Arafat’tan adeta bir sel gibi akın akın ayrılmaları اَفَاضَ kelimesiyle tasvir edilmiştir 3. Bir işe dalmak (Yūnus 10/61) (Dāmeġānī, Ḳāmūs, 366; el-Kebīsī, Mevsūʿa, 9/554; Zemaḫşerī, el-Keşşāf, 1/408; 2/281-282).

KARŞILAŞTIRMA

Sāle ve fāḍa “akmak” manası bakımından yakın anlamlı olsalar da bu kelimelerin arasında bazı farklar vardır. Sözlüklerde fāḍa كَثُرَ حَتَّى ‌سَالَ “Öyle çoğaldı ki nihayet aktı.” şeklinde açıklanır. Fāḍa bir şeyin çoğalıp akması ya da dolup taşması anlamı itibariyle sāle fiilinden ayırılır. Sāle çokluk veya dolup taşarak akma manasını ifade etmez. Dolayısıyla az bir miktar suyun akmasına sāle denilebilirken, aynı durumda fāḍa kullanılmaz. Bu kelimeler ile benzer anlamda olan ve “Yüzmek” maddesinde ele alınan cerā fiilinin de temel manası akmaktır. Buradan hareketle suda, havada veya karada meydana gelen yer değiştirme hareketleri cerā ile ifade edilir. Özellikle suyun üzerinde yüzerek yol alan gemilerin ve yörüngelerinde seyreden gezegenlerin hareketini anlatır. Bu kullanımlarda kelimenin özellikle “hızlı, sürekli ve belli bir usul ile düzenli bir biçimde akma” manası öne çıkmaktadır. “Akmak” temel manasında ortak olan bu üç kelimeden sāle az veya çok her türlü akışı; fāḍa dolup taşarak meydana gelen akışı; cerā ise hızlı, sürekli ve düzenli bir akışı ifade etmek için kullanılmaktadır (Ḫalīl b. Aḥmed, Kitābu’l-ʿAyn, 1/236; Ezherī, Tehzību’l-Luġa, 11/172-173; ʿAskerī, el-Furūḳu’l-Luġaviyye, 301; İbn Sīde, el-Muḥkem, 7/504; İbn Fāris, Muʿcem, 1/448; Ebū’l-Beḳā, el-Kulliyyāt, 691; Muṣṭafavī, et-Taḥḳīḳ, 9/184).

İlişkili Maddeler